Narsizm kişilerin yüksek özgüven ile birlikte dünyadaki herkesten her konuda daha iyi olduğunu, her şeyi hak ettiklerini düşündükleri bir kişilik bozukluğudur. Kendilerine hayran olan ve yüksek özgüven sahibi olan bu kişilerde etrafında bulunan insanları kontrol etme ihtiyacı vardır. Her şey onların kontrolü altında olmalı, son sözü onlar söylemelidir ki güzel olan her şey onların elinden çıkmış olsun. Tabii bu özgüveni yüksek olan kendini seven her kişide narsist kişilik bozukluğu vardır anlamına gelmez.
2.Manipülatör bir kişilikleri vardır. En doğru ve güzel düşünce kendilerine ait olduğu için karşı fikirleri yönlendirmeye, manipüle etmeye çalışırlar.
3.Dünyanın merkezi olarak kendilerini görürler. Bu sayede etraflarında bulunan her kişiden çıkar sağlamaya çalışırlar. Herkesi kendilerine hizmet zorunda bırakırlar.
4.Toplumun büyük çoğunluğundan daha üstün olduklarını düşündükleri için, kendi statülerinde insanlarla muhatap olmaya çalışırlar. Fakat kendi statülerinde ki kişilerle bile benlik kavgasına girer, kendilerini onlardan da üstün görmek isterler.
5.Dünyanın merkezi olan bu kişilerin birçok yeteneği vardır. Her alanda beceri sahibi ve başarılı olduklarını iddia ederler.
6.İnsanların odak noktası olmayı severler, bu ortamı yaratmak ve onaylanmak için bazen tartışma çıkarabilirler.
7.Övülmekten çok hoşlanırlar, bu yüzden yakın çevresine övülmediği zaman tepki gösterebilir.
8.Kendilerine yardım eden kişilere zaten buna mecburmuş gibi davranırlar. Herkes onların hizmetinde gibi bir tavırları vardır.
9.Toplumda diğer insanlardan farklı olduklarını, özel olduklarını, bu yüzdende özel muameleyi hak ettiklerini düşünürler.
10.Çocukluk döneminde yaşanan değersizlik, sevgisizlik yetişkinlik hayatında bu şekilde ortaya çıkar. Bu yüzden genelde ilgisiz bir çocukluk geçirmiş olurlar.
11. En küçük bir tartışma ortamında bile kendi fikirlerine katılmayan kişilere büyük tepki gösterirler, kendileri her zaman haklı olmak zorundadır.
Toplumda narsist kişilerin kendilerinden başka kimseyi sevmedikleri, ilgilenmedikleri, güvenmedikleri yönünde bir algı vardır. Bu durum narsist kişilik bozukluğu olan kişilerin ben merkezci bir tavırda olmasından kaynaklıdır. Ama sonuç olarak bu bozukluğa sahip kişilerde toplumun bir parçası olan kişilerdir. Belki annemiz, babamız, eşimiz, çocuğumuz narsist kişilik bozukluğuna sahip bir bireydir. Genelde çocukluk döneminde anne babadan ilgi göremeyen, sevilmediği düşünen çocuklar büyüdükleri zaman narsist olur çünkü ebeveynden alamadıkları tüm sevgiyi kendi kendilerine tamamlarlar. Onlarda kişilik bozukluğu olmayan kişiler gibi sevmeyi, üzülmeyi, güvenmeyi hisseder. Belki dışarıya aynı oranda yansıtmaz.
Anneniz etrafında herkes tarafından çok sevilen ama ev içinde korktuğunuz, sizi başarısız olduğunuz zaman ağır eleştirilere maruz bırakan hatta bazen sizin başarınızın önünü kapatan, dışarıda insanlara sizi överken eve geldiğinizde sizi ağır eleştirilere maruz bırakan, duygularını çok göz önünde ve yoğun yaşayarak sizden ilgi bekleyen bir kişi ise annenizde narsist kişilik bozukluğu olabilir. Çocuklar annelerinin bunlar gibi tutarsız hareketler sergilediklerini gördükleri zaman, güven duygularını kaybedebilirler. Sadece kendilerini sevmekle ilgili olan annelerin çocuklarında ‘’Beni annem bile sevmiyor, başka kim neden sevsin?’’ fikri uyanır. Buda özgüvensiz bir hayata açılan kapıdır. Annelerinin veya aynı şekilde babalarının narsist olduğunu düşünen çocuklar kendi dünyalarını kendileri kurmaya çalışır. Hep bir adım ebeveynlerden geride durmak toplum içinde olan yerlerini belirler, geri planda yaşamaya alışırlar. Bu zaman sonra bu durum ilerledikçe sosyal fobi oluşumu bile gözlemlenebilir. Ebeveynler her durumda çocuklarına destek olmalı, sevgilerini gizlememelidir. Çocukların yetişkinlik hayatları için bu oldukça önemlidir.